Erkekler, Meslekler, Günler, Aylar, Mevsimler, Yönler ve sonu ing ile biten kelimeler. Schmetterling gibi 2- Feminin – die. Bayanlar, Bayan meslekleri, heit ile biten kelimeler : die krankheit keit ile biten keliemeler : die staatsangehörigkeit ung ile biten kelimeler : die zeitung ei ile biten kelimeler: die bücherei 3- Netural- das
Örnek kelimelerin Fincesini en altta bulabilirsiniz. Şimdi, kelimelerin kökü olan mi=nere diye düşünelim ve devam edelim: İç yer halleri ve ekleri Sırasıyla, nerede, nereden, nereye sorularının cevabını gösteriyor. Üstü kapalı, çevresi sınırlı, somut yerler için kullanılıyor.
cash. İngilizce öğrenirken oldukça zorlayıcı olacak konulardan biri, fiillerin çekimleri olacaktır. Kullandığımız zaman dilimine göre belli ekler alan fiiller düzenli olduğu kadar, bazı fiiller ise tamamen yapısını değiştirerek düzensiz olarak çekimleniyorlar. Bunları akılda tutmak oldukça zor gibi görünse de, pratik yaptıkça ve örnekler üzerinden aktif olarak çalıştıkça otomatik olarak hafızanıza oturduğunun farkına varacaksınız. Burada önemli olan, belli bir disiplini kendinize oturtmuş olmaya dikkat ikinci hali; sadece “Simple Present Tense” ve “Simple Past Tense” ile kullanılır. Şimdiki zaman basitçe “-ing” eki alırken, gelecek zamanda ise “will/going to” kelimelerinden sonra yalın hallerinde üçüncü halleri; kullanımları ise, “Simple Perfect”, “Past Perfect” gibi perfect halindeki zamanlardan kullanılıyor ve “Progressive” ya da “Continuous” tenselerde yine sadece -ing FiillerDüzenli fiilleri çekimlemek için oldukça basit kurallar vardır ve bu kurallar mantığı bir kere anlaşıldıktan sonra oldukça kolay bir şekilde uygulanır. Şimdi bunları inceleyelim;Simple Present TenseGeniş zamanda, fiiller sadece “He, She, It” özneleriyle bu şekilde çekimlenirler ve düzensiz halleri yoktur. O sebeple, fiillerin geniş zamanda ikinci hallerini öğrenmek oldukça kolaydır. İngilizce kelimelerin ikinci ve üçüncü halleri bazı kurallara göre çekimelnir.“-s” eki Genel olarak, bazı istisnalar dışında sessiz ya da sesli harfle biten fillerin sonuna sadece “-s” eki gelir. Örneğin cares, balances, eats, tells, feels, cooks vb. eğer sonu -ch, -sh, -s, -x, -z harfleriyle biten fiillerde, fiilimiz “-es” eki alır. Örneğin brushes, misses, teaches, relaxes vb. gibi.“-ies” eki Eğer fiilimiz -y harfiyle bitiyorsa ve bir önceki harf sessizse, o zaman “y” harfini çıkartıp, “ies” ekini ekliyoruz. Örneğin tries, studies, flies, copies vb. gibiBu kural sadece “y” harfinden önce sessiz harf varsa geçerli, sesli harf olduğu durumlarda ise; yine sadece “-s” ekini koyuyoruz. Örneğin; buys, enjoys, says vb. gibiSimple Past Tenseİngilizce Kelimelerin Past Simple HalleriSonu Sessiz “e” ile Biten Fiiller; Sessiz “e”, fiilin sonunda bulunan fakat telaffuz edilirken yutulan bir harftir. Böyle durumlarda “e” harfi atılır ve fiile “-ed” eki cared, decided, introduced, realized, used Sessiz Harftan Sonra “y” ile Biten Fiiller; Fiilin sonunda sessiz harften sonra bir “y” harfi var ise “y” harfi atılır ve “-ied” eki fiile copied, denied, partied, studied, worried “w”, “x”, “y” Harflerinden Biriyle Biten Fiiller; Eğer fiil tek heceliyse ve fiilin son harfi “x”, “w” ve “y” harflerinin dışında bir sessiz harf ise önünde de sesli harf olmalı tabi harf ise, son harf tekrarlanır ve “-ed” eki eklenir. Önemli Not bunu yalnızca tek heceli fiillerde bagged, napped, petted, robbed, shopped Sesli Harften Sonra Sessizle Biten ve İkinci Hecesi Vurgulanan Fiiler; Fiil iki heceliyse, son harfi sesli harften sonra gelen sessiz harf ise ve ikinci hece vurgulanıyorsa, son harf tekrarlanır ve “-ed” eki fiile admitted, regretted, preferred, formatted, concurred vb “c” ile Biten Fiiller; Çok nadir olsa da bazı kelimelerin son harfi “c”. Böyle durumlarda “c” harfinin hemen ardından “k” harfi eklenir ve ancak ondan sonra “-ed” eki fiile mimicked, picnicked, panicked, trafficked vb. fiillerde durum farklı olmaktadır. Örneğin; Be past tense hali “was/were” olmaktadır.***Aşağıdaki liste üzerinden en merak edilen İngilizce fillerin 2. hali, 3. hali ve Türkçe karşılıklarını görebilirsiniz. Örneğin, read kelimesinin 2. hali yine read’dir. İngilizce fiillerin geçmiş zaman halleri ve en çok kullanılan İngilizce kelimelerin 2. ikinci ve 3. üçüncü halleri alfabetik olarak awoke awoken uyanmakbe was, were been olmakbeat beat beaten vurmakbecome became become olmakbegin began begun başlamakbend bent bent bükmekbet bet bet bahse girmekbid bid bid emretmekbite bit bitten ısırmakblow blew blown esmekbreak broke broken kırmakbring brought brought getirmekbroadcast broadcast broadcast yayımlamakbuild built built inşa etmekburst burst burst patlamakburn burned/burnt burned/burnt yakmakbuy bought bought satın almakcatch caught caught yakalamakchoose chose chosen seçmekcome came come gelmekcost cost cost değer biçmekcreep crept crept emeklemekcut cut cut kesmekdeal dealt dealt anlaşmakdig dug dug kazmakdo did done yapmakdraw drew drawn çekmekdream dreamed/dreamt dreamed/dreamt rüya görmekdrive drove driven sürmekdrink drank drunk içmekeat ate eaten yemek yemekfall fell fallen düşmekfeed fed fed beslemekfeel felt felt hissetmekfight fought fought dövüşmekfind found found bulmakflee fled fled firar etmekfly flew flown uçmakforbid forbade forbidden yasaklamakforget forgot forgotten unutmakforgive forgave forgiven affetmekfreeze froze frozen donmakget got gotten elde etmekgive gave given vermekgo went gone gitmekgrow grew grown büyümekhang hung hung asmakhave had had sahip olmakhear heard heard duymakhide hid hidden saklamakhit hit hit vurmakhold held held tutmakhurt hurt hurt yaralanmakkeep kept kept saklamakknow knew known bilmeklay laid laid yaymaklead led led rehberlik etmeklearn learned/learnt learned/learnt öğretmekleave left left ayrılmaklend lent lent ödünç vermeklet let let izin vermeklie lay lain yalan söylemeklose lost lost kaybetmekmake made made yapmakmean meant meant anlamına gelmekmeet met met buluşmakpay paid paid ödemekput put put koymakread read read okumakride rode ridden binmekring rang rung çalmakrise rose risen yükselmekrun ran run koşmaksay said said söylemeksee saw seen görmeksell sold sold satmaksend sent sent göndermekshow showed showed/shown göstermekshut shut shut kapamaksing sang sung şarkı söylemeksit sat sat oturmaksleep slept slept uyumakspeak spoke spoken konuşmakspend spent spent harcamakstand stood stood ayakta durmakswim swam swum yüzmektake took taken almakteach taught taught öğretmektear tore torn yırtmaktell told told anlatmakthink thought thought düşünmekthrow threw thrown fırlatmakunderstand understood understood anlamakwake woke woken uyanmakwear wore worn giymekwin won won kazanmakwrite wrote written yazmaklook looked looked bakmakuse used used kullanmakwant wanted wanted istemekwork worked worked çalışmakneed needed needed istemekask asked asked sormaktry tried tried denemekcall called called aramakprovide provided provided sağlamakturn turned turned dönmekfollow followed followed takip etmeklike liked liked hoşlanakhelp helped helped yardım etmekstart started started başlamakset set set kurmakmove moved moved ilerlemekplay played played oynamakinclude included included katmakbelieve believed believed inanmakallow allowed allowed izin vermeklive lived lived yaşamakhappen happened happened olmakcarry carried carried taşımaktalk talked talked konuşmakappear appeared appeared ortaya çıkmakproduce produced produced üretmekoffer offered offered teklif vermekconsider considered considered düşünmekexpect expected expected beklemeksuggest suggested suggested önermekrequire required required istemekcontinue continued continued devam etmekadd added added eklemekchange changed changed değiştirmekremain remained remained kalmakremember remembered remembered hatırlamakbuy bought bought satın almakstop stoped stoped durmakreceive received received almakdecide decided decided karar vermekdescribe described described açıklamakdevelop developed developed geliştirmekagree agreed agreed katılmakopen opened opened açmakreach reached reached yetişmekinvolve involved involved içermekreturn returned returned dönmekdie died died ölmekhope hoped hoped umutlanmakcreate created created yaratmakwalk walked walked yürümekcause caused caused sebep olmakpass passed passed geçmekaccept accepted accepted kabul etmekwatch watched watched izlemekraise raised raised yükselmekbase based based dayandırmakapply applied applied uygulamakexplain explained explained açıklamakincrease increased increased artmakcover covered covered örtmekclaim claimed claimed istemekreport reported reported bildirmeksupport supported supported desteklemekform formed formed oluşturmakstay stayed stayed kalmakcontain contained contained kapsamakreduce reduced reduced azaltmakestablish established established kurmakjoin joined joined katılmakwish wished wished dilemekachieve achieved achieved başarmakseek seeked seeked aramakchoose choosed choosed seçmekdeal dealed dealed anlaşmakface faced faced yüzleşmekfail failed failed başarısız olmakserve served served servis etmekend ended ended bitirmekkill killed killed öldürmekoccur occured occured olmakrepresent represented represented anlatmakrise rised rised yükselmekdiscuss discussed discussed tartışmaklove loved loved sevmekpick picked picked seçmekplace placed placed yerleştirmekargue argued argued tartışmakprove proved proved kanıtlamakenjoy enjoyed enjoyed keyfine varmakintroduce introduced introduced tanıtmakenter entered entered girmekpresent presented presented sunmakarrive arrived arrived varmakensure ensured ensured sağlamakpoint pointed pointed göstermekplan planed planed planlamakpull pulled pulled çekmekrefer refered refered anmakact acted acted davranmakrelate related related ilgilenmekaffect affected affected etkilemekclose closed closed kapatmakidentify identified identified tanımakmanage managed managed yönetmekthank thanked thanked teşekkür etmekcompare compared compared karşılaştırmakannounce announced announced sunmakobtain obtained obtained edinmeknote noted noted not almakforget forgeted forgeted unutmakindicate indicated indicated belirtmekwonder wondered wondered merak etmekmaintain maintained maintained korumakpublish published published yayınlamaksuffer suffered suffered acı çekmekavoid avoided avoided kaçmakexpress expressed expressed açıklamaksuppose supposed supposed sanmakfinish finished finished bitirmekdetermine determined determined belirtmekdesign designed designed tasarlamaklisten listened listened dinlemeksave saved saved kaydetmektend tended tended ilgilenmektreat treated treated iyileştirmekcontrol controled controled kontrol etmekshare shared shared paylaşmakremove removed removed çıkarmakvisit visited visited ziyaret etmekexist existed existed var olmakencourage encouraged encouraged cesaretlendirmekforce forced forced zorlamakreflect reflected reflected yansıtmakadmit admited admited itiraf etmekassume assumed assumed varsaymaksmile smiled smiled gülmekprepare prepared prepared hazırlanmakreplace replaced replaced yerine koymakfill filled filled doldurmakimprove improved improved gelişmekmention mentioned mentioned bahsetmekfight fighted fighted savaşmakintend intended intended istemekmiss missed missed kaçırmakdiscover discovered discovered keşfetmekdrop droped droped süşmekhit hit hit vurmakpush pushed pushed ittirmekprevent prevented prevented engellemekrefuse refused refused itiraz etmekregard regarded regarded saymaklay layed layed sermekreveal revealed revealed açıklamakteach teached teached öğretmekanswer answered answered cevaplamakoperate operated operated çalıştırmakstate stated stated belirtmekdepend depended depended bağlanmakenable enabled enabled izin vermekrecord recorded recorded kaydetmekcheck checked checked bakmakcomplete completed completed tamamlamakcost costed costed mal olmaksound sounded sounded söylemeklaugh laughed laughed gülmekrealise realised realised farketmekextend extended extended uzatmakarise arised arised ortaya çıkmaknotice noticed noticed farketmekdefine defined defined açıklamakexamine examined examined incelemekfit fitted fitted sığmakstudy studied studied çalışmakbear bore borne taşımakhang hanged hang asmakrecognise recognised recognised tanımakshake shaked shaked sallamaksign sang sung imzalamakattend attended attended katılmakfly flied flied uçmakgain gained gained kazanmakperform performed performed yapmakresult resulted resulted sonuçlanmaktravel traveled traveled seyahat etmekadopt adopted adopted sahip çıkmakconfirm confirmed confirmed onaylamakprotect protected protected korumakdemand demanded demanded istemekstare stared stared bakmakimagine imagined imagined hayal etmekattempt attempted attempted denemekbeat beat beaten dövmekborn bore borne doğmakassociate associated associated birleştirmekcare care cared ilgilenmekmarry married married evlenmekcollect collected collected toplamakvoice voiced voiced seslendirmekemploy employed employed iş vermekissue issued issued bildirmekrelease released released açıklamakemerge emerged emerged ortaya çıkmakmind minded minded önemsemekaim aimed aimed hedeflemekdeny denied denied inkar etmekmark marked marked işaretlemekshoot shooted shooted vurmakappoint appointed appointed ayarlamakorder ordered ordered emretmeksupply supplied supplied sağlamakdrink drank drunk içmekobserve observed observed incelemekreply replied replied yanıtlamakignore ignored ignored önemsememeklink linked linked bağlamakpropose proposed proposed teklif etmekring rang rung çalmaksettle settled settled yerleşmekstrike striked striked vurmakpress pressed pressed bastırmakrespond responded responded cevap vermekarrange arranged arranged ayarlamaksurvive survived survived sağ kalmakconcentrate concentrated concentrated odaklanmaklift lifted lifted kaldırmakapproach approached approached yaklaşmakcross crossed crossed geçmektest tested tested test etmekcharge charged charged yüklemekexperience experienced experienced deneyimlemektouch touched touched dokunmakacquire acquired acquired edinmekcommit committed committed işlemekdemonstrate demonstrated demonstrated göstermekgrant granted granted izin vermekprefer prefered prefered tercih etmekrepeat repeated repeated tekrar etmeksleep slept slept uyumakthreaten threatened threatened tehdit etmekfeed fed fed beslemekinsist insisted insisted ısrar etmeklaunch launched launched başlatmaklimit limited limited sınırlamakpromote promoted promoted desteklemekdeliver delivered delivered göndermekmeasure measured measured ölçmekown owned owned sahip olmakretain retained retained sürdürmekassess assessed assessed hesaplamakattract attracted attracted cezbezmekbelong belonged belonged uygun olmakconsist consisted consisted içermekcontribute contributed contributed destek olmakhide hid hidden saklanmakpromise promised promised söz vermekreject rejected rejected reddetmekcry cried cried ağlamakimpose imposed imposed dayatmakinvite invited invited davet etmeksing sang sung şarkı söylemekvary varied varied çeşitlendirmekwarn warned warned uyarmakaddress addressed addressed hitap etmekdeclare declared declared ilan etmekdestroy destroyed destroyed yok etmekworry worried worried endişelenmekdivide divided divided ayrılmakhead headed headed kullanmakname named named ad vermekstick sticked sticked batırmaknod noded noded seçilmekrecognize recognized recognized tanımaktrain trained trained eğitmekattack attacked attacked saldırmakclear cleared cleared temizlemekcombine combined combined birleştirmekhandle handled handled halletmekinfluence influenced influenced etkilemekrealize realized realized fark etmekrecommend recommended recommended önermekshout shouted shouted bağırmakspread spreaded spreaded dağıtmakundertake undertaked undertaked üstlenmekaccount accounted accounted açıklamakselect selected selected seçmekclimb climbed climbed tırmanmakcontact contacted contacted temas etmekrecall recalled recalled hatırlamaksecure secured secured korumakstep stepped stepped adım atmaktransfer transfered transfered yollamakwelcome welcomed welcomed karşılamakconclude concluded concluded sonuçlandırmakdisappear disappeared disappeared kaybolmakdisplay displayed displayed göstermekdress dressed dressed giyinmekillustrate illustrated illustrated anlatmakimply implied implied ima etmekorganise organised organised organize etmekdirect directed directed yönlendirmekescape escaped escaped kaçmakgenerate generated generated oluşturmakinvestigate investigated investigated araştırmakremind reminded reminded hatırlamakadvise advised advised önermekafford afforded afforded karşılamakearn earned earned kazanmakhand handed handed vermekinform informed informed haber vermekrely relied relied güvenmeksucceed succeeded succeeded başarmakapprove approved approved onaylamakburn burnt burned yanmakfear feared feared korkmakvote voted voted oy vermekconduct conducted conducted yönetmekcope coped coped başa çıkmakderive derived derived türemekelect elected elected seçmekgather gathered gathered toplamakjump jumped jumped zıplamaklast lasted lasted sürmek sürematch matched matched eşleştirmekmatter mattered mattered önemli olmakpersuade persuaded persuaded ikna etmekride rode ridden binmekshut shuted shuted kapatmakblow blowed blowed üflemekestimate estimated estimate tahmin etmekrecover recovered recovered iyileşmekscore scored scored puan almakslip slipped slipped kaymakcount counted counted saymakhate hated hated nefret etmekattach attached attached eklemekexercise exercised exercised egzersiz yapmakhouse housed housed yerleşmeklean leaned leaned yaslanmakroll rolled rolled yuvarlamakwash washed washed yıkamakaccompany accompanied accompanied katılmakaccuse accused accused suçlamakbind binded binded bağlamakexplore explored explored keşfetmekjudge judged judged yargılamakrest rested rested dinlenmeksteal stole stolen çalmakcomment commented commented yorumlamakexclude excluded excluded dışlamakfocus focused focused odaklanmakhurt hurted hurted incinmekstretch stretched stretched gerinmekwithdraw withdrew withdrawn çekmekback backed backed yardım etmekfix fixed fixed onarmakjustify justified justified savunmakknock knocked knocked vurmakpursue pursued pursued devam ettirmekswitch switched switched değiştirmekappreciate appreciated appreciated takdir etmekbenefit benefited benefited yararlanmaklack lacked lacked yoksun kalmaklist listed listed sıralamakoccupy occupied occupied işgal etmekpermit permitted permitted izin vermeksurround surrounded surrounded etrafını sarmakabandon abandoned abandoned terk etmekblame blamed blamed suçlamakcomplain complained complained yakınmakconnect connected connected bağlanmakconstruct constructed constructed inşa etmekdominate dominated dominated baskılamakengage engaged engaged bağlamakpaint painted painted boyamakquote quoted quoted alıntıview viewed viewed görüntülemekacknowledge acknowledged acknowledged kabullenmekdismiss dismissed dismissed uzaklaştırmakincorporate incorporated incorporated birleştirmekinterpret interpreted interpreted yorumlamakproceed proceeded proceeded devam etmeksearch searched searched aramakseparate separated separated ayırmakstress stressed stressed gerilmekalter altered altered değiştirmekanalyse analysed analysed analiz etmekarrest arrested arrested tutuklamakbother bothered bothered rahatsız etmekdefend defended defended savunmakexpand expanded expanded genişletmekimplement implemented implemented uygulamakpossess possessed possessed sahip olmakreview reviewed reviewed değerlendirmeksuit suited suited uymaktie tied tied bağlamakassist assisted assisted yardım etmekcalculate calculated calculated hesaplamakglance glanced glanced bakmakmix mixed mixed karıştırmakquestion questioned questioned sorgulamakresolve resolved resolved çözümlemekrule ruled ruled kuralsuspect suspected suspected şüphelenmekWake Woke Woken uyanmakappeal appealed appealed başvurmakchallenge challenged challenged meydan okumakclean cleaned cleaned temizlemekdamage damaged damaged zedelemekguess guessed guessed tahmin etmekreckon reckoned reckoned sanmakrestore restored restored yenilemekrestrict restricted restricted sınırlamakspecify specified specified belirtmekconstitute constituted constituted oluşturmakconvert converted converted çevirmekdistinguish distinguished distinguished ayırmaksubmit submitted submitted göndermektrust trusted trusted güvenmekurge urged urged ısrar etmekfeature featured featured yayınlamakland landed landed karaya çıkmaklocate located located yerleşmekpredict predicted predicted tahmin etmekpreserve preserved preserved korumaksolve solved solved çözmeksort sorted sorted düzenlemekstruggle struggled struggled zorlanmakcast casted casted dökmekcook cooked cooked pişirmekdance danced danced dans etmekinvest invested invested yatırımlock locked locked kilitlemekowe owed owed borçlanmakpour poured poured dökmekshift shifted shifted değiştirmekkick kicked kicked tekme atmakkiss kissed kissed öpmeklight lighted lighted yakmakpurchase purchased purchased satın almakrace raced raced yarışmakretire retired retired emekli olmakİngilizce düzensiz fiiller içinse, belli bir kural yoktur. Çalıştıkça, okudukça, dinledikçe ve konuştukça giderek benimseyeceksiniz ve daha sonrasında kullanımlarında düzensiz fiiller, geçmiş zamanda kullanılmak üzere tasarlanmıştır ve başka herhangi bir zaman yapısıyla kullanılmazlar. Eğer bolca pratik yaparsanız ve iyi çalışırsanız, bir yerden sonra fiillerin su gibi akıp gittiğini göreceksiniz. Konuşarak Öğren sistemini kullanarak, İngilizcenizi Amerikalı profesyonel eğitmenler ile konuşarak e ile Biten Fiillerin İkinci Hali Nasıl Olur?Sonu – e – ile biten fiillerin sonuna – d – eki getirilir. Örnek; cared, decided, introduced, realized, y ile Biten Fiillerin İkinci Hali Nasıl Olur?Fiillerin sonunda eğer sessiz harften sonra – y – geliyorsa atılarak yerine – ied – eki getirilir. Örnek; carried, copied, denied, partied, c ile Biten Fiillerin İkinci Hali Nasıl Olur?Her zaman karşımıza çıkmasa da son harfi – c – ile biten kelimelerin sonuna – ked – eki mimicked, picnicked, panicked, trafficked.
Oluşturulma Tarihi Nisan 14, 2022 1115Taşımış olduğu anlam ile beraber İngilizcede en çok kullanılan kelimeler içerisinde know sözcüğü gelmektedir. Tabii cümle içerisinde kullanmak için iki ve üç halini bilmek önemlidir. Peki, know 2. ve 3. hali nedir? Know fiilinin ikinci ve üçüncü zaman halleri ile örnek cümleleri cümle kalıpları kurarken değerlendirilen kelimelerin farklı halleri bulunmaktadır. Bu haller aynı zamanda okunuş ve yazılışı üzerinden değişkenlik gösterir. Belirtilen durum ile beraber gramere bağlı olarak farklı biçimlerde kelimeler ele alınır. Know 2. ve 3. Hali Nedir? Türkçe üzerinden bakıldığında anlamı bilmek’ olan know kelimesi, 2. ve 3. halleri üzerinden değişik biçimlerde ele alınmaktadır. Know 2. hali Knew Know 3. hali Known Bu şekilde yukarıdaki halleri ile beraber 2. ve 3. yapı üzerinden ele alınır. Böylece İngilizce dilbilgisi ve gramer kapsamında cümle içerisinde farklı amaçlara altında Fiilinin İkinci ve Üçüncü Zaman Halleri İle Örnek Cümleler Know kelimesi üzerinden alınacak cümleler ile beraber 2. ve 3. hali daha kolay anlaşılabilir. I knew that I was going to beat you.’’ Yukarıda verilen örnek kelimenin 2. hali olarak öne çıkmaktadır. ’She has known all of the steps of the competition so far’’ Bu şekilde yukarıda verilen cümle üzerinden ise üçüncü hali ile beraber kullanılabilir. Tabii burada kullanılan halleri kapsamında gramer üzerinden dikkat edilmesi önemli bir yer taşır.
kelimelerin 2 ve 3 halleri